Sirkeci Postane Hubyar Camii
Hubyar Camii; İstanbul Suriçi Sirkeci Aşir Efendi Caddesine cepheli olarak Büyük Postane Binasının arkasında, 1473 tarihinde Hoca Hubyar tarafından inşa ettirilmiştir. Fakat zamanla harap olmuş ve Büyük Postane Binası yapıldığı zaman 1889 yılında mimar Vedat Tek tarafından yeniden inşa edilmiştir. 1910 yıllarında başlayan Birici Ulusal Mimarlık akımı, mimariye yemi çözümler getirirken sivri kemer, kubbe, turkiz, güçlü saçaklar, saçakları taşıyan eli böğründe denilen yapı elemanları ve yapı dışında türkuaz ve lacivert çiniler kullanılmıştır. Bu yapı da bu akım türünde yaptırılan binalardan biridir.
MÄ°MARÄ° YAPI

Mevcut camii plan olarak tek kubbeli bir yapıdır. Yapı oldukça küçüktür. Caminin iç alanı 150 metrekaredir. Cami mimari olarak iki kısımlıdır. Cadde üstünde olduÄŸu için avlusu yoktur. Ä°lk girilen dikdörtgen bir hacımdır. Bu gün camiye giriÅŸ buradan olduÄŸu için camiyi görmeyenler açısında ÅŸaşırtıcı olmaktadır. Burası sonradan yapılan bir ek binadır. Buradan ikinci bir kubbeli mekana geçilir. Bu kubbeli kısım inÅŸa edilen ana camidir. Bu harim kısmı 7,5 X 7,5 m. ebadında bir mekandır. Bazı köşeleri pahlanmış olduÄŸundan sekizgen bir görüntü verir. Bu bölümün üstündeki kubbe bildiÄŸimiz Osmanlı Kubbesi deÄŸildir. Daha ziyade hint etkisinde olan geniÅŸ saçakları olan bir kubbedir. Saçaklar yapı dışına taÅŸtığı için, saçağı dışarıdan taşıyan eli böğründe elemanları kullanılmıştır. Caminin ibadet sahnı ise bu kubbe altındaki bölümdür. Cephelerde uzun sivri kemerli pencereler inÅŸa edilmiÅŸtir. Pencerelerin üstlerinde mavi lacivert renkte Kütahya çinileri kullanılmıştır. Bu çiniler bir bordür ÅŸeklindedir. Pencerelerin olmadığı cephelerde kare form içine yazılmış kufi yazılar mevcuttur. Bu yazılarla belli sureler yazılmıştır. Cami içinde bu duvarla boÅŸtur.  Caminin içi çinilerle bezenmiÅŸtir.

Burası Sultanhamam’ın önemli bir caddesidir. İstanbul kumaş piyasasının merkezidir. Bundan dolayı 1987 yılında caminin kuzey batısına ilave bir bina yapılmıştır. Burası dikdörtgen bir binadır. Bu durumda cami iki kısımlı olmuştur. Cami girişi sonradan ilave olan kısımdan olduğu için camiyi bilmeyenlerin kafası karışmaktadır. Yeni yapılan kısım maalesef ana caminin mimari üslubunu devam ettirmemiştir. Hatta yapılırken eski caminin bir penceresi de yeni yapılan kısmın içinde kalmıştır. Bundan dolayı garip bir görüntü ortaya çıkmıştır. Yeni yapılan ek binanın içerisinde batı kısmında ahşap bir mahfi bulunmaktadır. Caminin tek şerefeli bir minaresi vardır. Minare eski cami ile yeni yapılan ek bina arsında kalmıştır. Camiye uyan şerefeler ve külahı vardır. Cami aynı zamanda Hobyar Camii ismiyle de tanınır.

Bu görünümü ile cami, Hint mimarisine benzer kule bina tipini yansıtmaktadır. Cephede kullanılan detaylar Büyük Postane binasında da görülür. Cağaloğlu’ndan Sirkeciye inen bölgesin de ismi Hobyar Mahallesidir. Vakıf Tahrir defterinde Hoca Hubyar’ ın 1477 yılında tasdik edilen vakfiyesinde, toplam 2300 akçelik gelirinin bu mescitle Cerrahpaşa’daki ikinci mescidine bıraktığı görülmektedir. İmamlara ikişer akçe gündelik, Müezzinlere 40 akçe aylık tahsis etmiştir. Kapı üzerinde caminin yapılış tarihini gösteren bir kitabesi vardır.

Camiler

Turan Akýncý Kitaplarý