Divanyolu Keçecizade Fuat Paşa Camii

Bu camii Uzun Süca mescidi olarak ta anılmaktadır. Bu alana ilk camii Fatih Sultan Mehmet dönemi devlet adamlarından Uzun Sücaettin yaptırmıştır. Uzun Sücaettin Efendi’nin mezarı caminin haziresindedir. Zaman içinde caminin harap olması üzerine Kececizade Mehmet Emin Fuat Paşa tarafından bugünkü camii yaptırılmıştır.

Fuat Paşa 1869 yılında Fransa’da Nice şehrinde vefat etmiştir. Keçecizade Fuat Paşa’nın ölmeden önce bu külliyenin tasarımını yaptırdığı, ölümünden sonra da inşa edildiği bilinmektedir. Fuat Paşa tanzimat sonrası birçok defa Dış işleri bakanlığı ve Sadrazamlık yapmıştır. Keçecizade Fuat Paşa Tanzimat dönemi Osmanlı sadrazamlarından olup, Şair Keçecizade Mehmet İzzet Efendi’nin oğludur. Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane-i Askeriye’yi bitirmiş, Hekim Yüzbaşı olarak Trablusgarp’a gitmiş, 23 yaşında hekimliği bırakarak Bab-ı Ali Tercüme Odasına 1837 yılında girerek diplomatlığa başlamıştır. Büyük Reşit Paşa son derece mükemmel Fransızca bilen Fuat Paşa’yı himayesine alarak Mütercim-i evvel ve Londra elçiliği başkâtibi yapmıştır. Bundan sonra 1844’te Madrid muvakkat elçisi, Diva-ı Hümayun tercümanı, Bükreş ve Petersburg elçiliklerinde bulunmuştur. 1851’de Hariciye Nazırı olmuş, 1853 yılında askeri kumandan unvanı ile Yanya’ya gönderilmiş ve burada asayişi bozan Yunan çetelerini ortadan kaldırmıştır. İstanbul’a dönüşünden sonra Meclis-i Tanzimat Reisi, ikinci kez Hariciye Nazırı olmuş, 1859’da Şam İhtilalini bastırmak üzere askeri kumandan olarak Suriye’ye gönderilmiştir. Şam’daki ihtilali bastırdıktan sonra 1861 yılında sadrazamlığa getirilmiştir. Bunun ardından Seraskerlik ve ikinci kez sadrazam olmuş, Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahatine katılmıştır. Fransa’nın Nice şehrinde 1868 yılında ölmüştür. Cenazesi İstanbul’a getirilmiş ve türbesine gömülmüştür.

Ä°ki caddeye açılan bir avlu içinde Keçecizade Fuat PaÅŸa Camisi ve türbesi bulunmaktadır. Caminin kapısı üzerinde sundurma biçiminde bir giriÅŸ bulunmaktadır. Camii sekizgen planlı olup, sekiz duvar üzerine merkezi kubbe oturmaktadır. Bu kubbe basık ve penceresizdir. Yapının harimi yüz metrekaredir. Yapının Osmanlı mimarisi ile ilgisi yoktur. Çok deÄŸiÅŸik mimarilerden etkilendiÄŸi görülmektedir Dış cephesindeki bazı detaylar Endülüs mimarisinden etkilenmiÅŸtir.  Bütün cepheleri kaplayan kabartma ÅŸeklindeki bezemeler Osmanlı yapı geleneÄŸinde yoktur. Caminin Levanten mimarlarca inÅŸa edildiÄŸi sanılmaktadır. Çok çeÅŸitli ülkelerin mimari detayları bir arada kullanılmıştır. At nalı ÅŸeklindeki kemerli pencereleri son derece özenli bir işçiliÄŸi yansıtmaktadır. Caminin pencerelerindeki form tamamen gotik kiliselerinden alınmıştır. Sekizgen cami planının mihrap hariç her yüzeyinde iki kanatlı, aynalı ve yuvarlak kemerli uzun pencereler bulunur. Pencereler yatay olarak 6 parçadan meydana gelmektedir.   Köşe sütunları yine MaÄŸrip mimarisinde karşılaşılan moresk baÅŸlıkları ile dikkati çekmektedir. Pencere ÅŸebekelerindeki bezemeler Endülüs Elhamra Sarayının bezemelerini andırmaktadır. Caminin mihrabı ve minberi ince bir işçilik göstermektedir. Vaaz kürsüsü de mermerdir. Ãœst mahfil yekpare deÄŸildir. Üç ayrı balkondan oluÅŸmaktadır. Bu mahfiller adeta bir loca görünümündedir. Caminin içindeki tüm bezemeler orientalist akımın etkisindedir. Son cemaat yerine bitiÅŸik olan minare, kesme taÅŸtan yapılmıştır. Minarenin oturduÄŸu kürsü yüksek olup kare planlıdır. Caminin minaresi yuvarlak olup tek ÅŸerefelidir. Minarenin gövdesinde yıldız motifli bir kuÅŸak bulunmaktadır. Minare 1999 depreminde hasar uÄŸramış daha sonrada tamir edilmiÅŸtir.

Caminin güneyinde kalan Mehmet Fuat Paşa Türbesi de aynı zamanda batı etkili 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin ilginç örneklerinden birisidir. Türbe içerisinde Keçecizade Fuat Paşa ile kime ait olduğu bilinmeyen iki sanduka daha bulunmaktadır.