Dolmabahçe Bezmialem Valide Camii
Dolmabahçe Camii veya Bezmialem Valide Camii; İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında Dolmabahçe sahilinde Meclisi Mebusan caddesi üzerinde 1855 tarihinde Sultan I. Abdülmecit'in annesi Bezmialem Valide Sultan tarafından başlatılıp ölümü üzerine Sultan Abdülmecit tarafından Mimar Garabet Balyan'a tamamlatılmıştır.
CAMÄ°NÄ°N BANÄ°SÄ°

Bezm-i-Alem Valide Sultan, 1807 yılında doğmuştur. Osmanlı Padişahı II. Mahmut'un 2. eşi ve padişah Abdülmecit'in annesidir. Bezm-i-Alem "Dünya meclisi" anlamına gelir. Osmanlı tarihinin en tanınmış valide sultanlarından biridir. Hayırseverlik için yaptığı çalışmalardan dolayı sevilen ve saygı duyulan bir Valide sultan olarak tarihe geçmiştir. Küçük yaşta esirciler tarafından saraya cariye olarak getirilen bir Gürcü kızı olduğu bilinmektedir. Yahudi asıllı olduğuna dair bir iddia da ortaya atılmıştır. Yahudi olduğu düşüncesi ise Gürcü Yahudisi olabileceğinden gelir. Sultan Abdülmecit tahta çıktığında 16 yaşında, kendisi de 32 yaşındaydı. Oğlunun hükümdarlığı döneminde, öldüğü tarihe kadar 14 yıl süreyle (1839-1853) Valide Sultan oldu. Oğluna Tanzimat'ın ilanı konusunda Mustafa Reşit Paşa'ya güvenmesini tavsiye ettiği söylenir. Ayrıca Sultan Abdülmecit'in annesini çok sevdiği, hükümetteki nazırları seçerken annesine danıştığı bilinmektedir. Bezmialem Sultan 2 Mayıs 1853 tarihinde Dolmabahçe Sarayı'nda vefat etti ve Divanyolu'ndaki Sultan II. Mahmut Türbesine gömüldü. Garabet Balyan'ın mimarlığı altında inşaatına başlattırdığı Dolmabahçe Camii henüz bitmemişti. Camiyi oğlu Sultan Abdülmecit annesinin anısına 1855 yılında tamamlattırarak Bezmialem Valide Sultan Camii adı altında hizmete açtı. Cami zamanla Dolmabahçe Sarayına yakınlığı nedeniyle Dolmabahçe Camii olarak anılmağa başladı.

MÄ°MARÄ° YAPI

Caminin mimari planı ana iç mekan olarak net bir kare formdur.Yapının en belirgin biçimsel özelliği net bir kurgu ve geometriye sahip olmasıdır. Camii dışarıdan bakıldığında kubbenin ne şekilde taşındığı ve hangi mimari detayın ne işe yaradığı çok net görülmektedir. 19 yüzyılın ikinci yarınsında ortaya çıkan plan tipolojisine uygun kare planlı, tek merkezi kubbelidir. Bu yeni stilde kubbe taşıma sistemi basit ve saydamdır. Bundan evvelki yüzyılların tersine hiç yarım kubbe veya çeyrek kubbeler kullanılmamıştır. Ana kubbeyi çok güçlü ve dört ağırlık kulesi ile güçlendirilmiş dört kemerden oluşan bir kurguya sahiptir. Ana kemerler ana taşıyıcı olduğundan yan duvarlarda ışınsal pencereler kullanılmıştır. Buda cami iç mekanını çok aydınlık hale getirmektedir. Cami ve hünkar bölümleri, işlevlerine de bağlı olarak ayrı ayrı tasarlanmış ve sonra birleştirilmiş gibidir. Cami, kare planlı alt yapı üzerine kubbeli ve yüksek bir kitledir. Hünkar bölümü ise, dikdörtgen planlı prizmatik ve daha alçak bir kitledir. Bu iki kitle, caminin kuzey cephesi yönünde bitiştirilirler. Bu yapıdaki geometri egemen tasarım, ampir üslubunun veya yeni klasikçiliğin 19. yüzyılın ortasındaki son fakat en bütüncül örneklerindendir.

1948 gününden itibaren Deniz Müzesi olarak hizmet veren ibadethane, 27 Mayıs Darbesi sonrasında askerî yönetim tarafından Yassıada İrtibat Kurulu'na verilmiş, kurul da müzenin camiyi derhal boşaltmasını istemiştir. Bu yıllarda Caminin ek binalarında Beyoğlu ilçesi Müftülüğü hizmet vermektedir.

Camiler

Turan Akýncý Kitaplarý