Fatih Cibali Aşık Paşa Camii
Aşık Paşa Hüseyin Ağa Camii; İstanbul Suriçi Fatih Cibali Caddesi Esrardede sokak ile Şair Baki sokakları arasındaki yapı adasında 1546 yılında Aşık Paşa neslinden Şeyh Mehmet Ağa tarafından Aşık Paşa’nın ruhu için inşa ettirilmiştir. Camii ismindeki Hüseyin Ağa ismi camiinin 1793 yılında Babüssaade Ağası Hüseyin Ağa tarafından yapının tamir ettirilip genişletilmesinden gelir. Bu konu camiinin kapısındaki kitabeden anlaşılır. 1546 tarihli Vakıflar tahrir defterinde, saray ağalarından Hüseyin Abdullah Ağa’nın 1492 tarihinde, burada bir cami ve zaviye yaptırdığı kaydı mevcuttur. 1782 yılında meydana gelen yangında büyük zarar gören camiyi, 18.yüzyılda, Enderun ağalarından Tavaşi Hüseyin Ağa Camisi’de denmiştir. Bu arada, halen mevcut olan Aşık Paşazade türbesini de yaptırmıştır. Minberini, ise, Kanuni zamanının devlet adamlarından ve Zigetvar seferine katılmış olan Nişancı Eğri Abdülzade Mehmet Efendi koydurtmuştur.
MÄ°MARÄ° YAPI

Avlusu 231 metrekare olan caminin iç alanı 12 x 12 metredir. Caminin beş namaz safı vardır. Çapı 8 metre olan kubbe, sekiz köşeli sağır bir kasnağa dayanır. Kubbe üzeri kurşun kaplıdır. Caminin duvarları bir sıra kesme taş bir sıra tuğla ile örülmüştür. Bu örneğe almaşık yapı denmektedir. Etrafı açık son cemaat yeri dört sütunla taşınmaktadır. Son cemaat yeri iki kubbe ile örtülmüştür. Orta bölümle beşik tonoz bulunmaktadır. Son cemaat yerinden harime çift kanatlı ahşap kapı ile girilmektedir. Son cemaat yeri cami eninden daha geniştir. Son cemaat yerinin geniş olmasından dolayı caminin güney batı köşesine bir minare konmuştur. Sağ ve solda müezzin mahfilleri vardır. Üst mahfil, müezzin mahfillerinin üzerinde bir ahşap merdivenle üst kata çıkılmaktadır. Her duvarda altlı üstlü ikişer pencere bulunmaktadır. Caminin alt pencereleri beyaz mermer silmeleri olan dikdörtgen pencerelerdir. Bu pencerelerin üzerinde beyaz taştan yapılmış sivri şekilli tahfif kemerleri bulunur. Üstteki pencereler ise sivri kemerli pencerelerdir. Mihrap alçıdan, cilalı kürsü ahşaptan, minber ahşaptan olup yeşil renge boyanmıştır. Kapısı önünde camiin inşa kitabesi, Hüseyin Ağa’nın tamiri sırasında konulmuş ve üzerinde Selamün ‘’Aleyküm tıbtüm fedhuluha halidin,’’ayeti kerimesi yazılır. Caminin minberini Nişancı Mehmet Bey vazettirmiştir. Tamamı kesme taştan yapılmış minare, caminin sağında olup, son cemaat ile harim arasında bir kemerle cami duvarına bağlıdır. Kubbe kasnağı seviyesine kadar devam eden kalın bir kaide üzerindedir.

Caminin kıble tarafındaki tek kubbeli ve iki kısımlı türbe, tarihçi Şeyh Ahmet Aşıkı’ye ait olduğu kabul edilmektedir. Bitişikteki üstü aynalı tonozlu örtülü küçük türbede kime ait oldukları bilinmeyen iki sanduka bulunmaktadır. Caminin önünden geçen dar sokağın karşı tarafında, etrafında mezarlar bulunan kubbeli türbe Aşık Paşazade’nin damadı olan 1523 yılında vefat eden Seyyit Velayeti Efendi ile aile fertlerine aittir.

Aşık Paşa, Orhan Gazi devri şairlerinden ve divan sahibidir. Şeyh Ahmet Efendi ise Aşık Paşa’nın torunudur. Şeyh Ahmet Efendi, Süleyman Bey zade Yahya Beyin oğludur ki, Fatih Sultan Mehmet döneminin ulemasındandır. Aşık Paşa zade tarihi bu üstadın eseri olup Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş dönemlerini anlatan en önemli eserdir.

Camiler

Turan Akýncý Kitaplarý