Saraçhane Şehzade Mehmet Külliyesi
Şehzade Mehmet Külliyesi; İstanbul Suriçi Saraçhanede Şehzade caddesi üzerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşısında Kanuni Sultan Süleyman tarafından çok sevdiği ve kendisinden sonra tahta çıkarmayı düşündüğü oğlu Şehzade Mehmet için 1543 yılında Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir. Şehzade Külliyesi’nin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmese de Şehzade Mehmet Türbesi’ndeki şehzadenin sandukası üzerinde 1543 Cami-i şerif şehr-i recebde tamam olmuştur” yazar. Tezkiretü’l Bünyan’da ise Şehzade Külliyesi için Haziran 1543 yılında inşaatına başlandığı yazılıdır. Şehzade 16 Ekim 1543 yılında öldüğüne göre külliye onun için yaptırılmamış, ama ölümü üzerine külliyeye onun ismi verilmiştir. Mimar Sinan’ın çıraklık eserim dediği bu güzel külliyedir. Şehzade Cami, Rüstem Paşa Türbesi, Şehzade Mehmet Türbesi, Tabhane, Medrese olmak üzere beş ana yapı bulunmaktadır.
KÜLLİYENİN BANİSİ

Şehzade Mehmet, 1521 yılında doğmuştur. Sultan I. Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan olan ilk oğludur. Şehzade Mehmet, çocukluğunda Eski Saray'da kalmıştır. Eski Saray, Beyazıt meydanında bulunan İstanbul Üniversite'sinin arazisinde idi. Sanata düşkün zayıf bünyeli bir şehzade idi. Babası Kanuni'nin eğitimine önem vererek özel eğitim almasını sağlamıştır. Kanuni'nin en sevdiği oğullarından birisidir. Genç şehzade, 1540 yılında ağabeyi Şehzade Mustafa'nın Saruhan Sancağı'ndan alınarak Amasya Sancağı'na atanması sonrası Saruhan Sancağı'na getirilmiştir. İki yıl orada kesintisiz görev yapmıştır. Şehzade Mehmet, iki yıl süreyle dönemin Veliaht şehzade konumunda idi. Ağabeyi Şehzade Mustafa'nın Saruhan Sancağı'ndan alınıp Amasya Sancağı'na atanmasını Hürrem Sultan'ın etkisine bağlar. Babası Kanuni, Şehzade Mehmet'in eğitimle o kadar ilgiliydi ki onu Saruhan Sancağı'na atadıktan sonra tahttan feragat edip tahtı en sevdiği şehzadesine bırakmak istiyordu. Ancak şehzadenin ani ölümüyle sarsılan Kanuni şehzadeler güzidesi oğlu adına 1543-1548 yılları arasında Mimar Sinan'a İstanbul'da Şehzadebaşı Cami'sini yaptırmıştır. Oğlunun ölümü ve Camii'nin tamamlanması ardından oğlunun mezarının bulunduğu yerin üst tarafına küçük bir taht koydurmuştur. Kırk gün kesintisiz olarak oğlunun mezarına gidip dualar okuduğu bile söylenir. Şehzade Mehmet'in ölümü hakkında farklı görüşler mevcuttur. Bazı araştırmacılara göre çiçek hastalığından ölmüştür. Bir görüşe göre eceliyle ölmüştür. Şehzade Mehmet'in mezarı İstanbul'daki Şehzadebaşı Cami'sinde yer almaktadır. Türbenin en baş tarafında Şehzade Mehmet, orta tarafında kızı Hümaşah Sultan, en son tarafta ise küçük kardeşi Şehzade Cihangir yatmaktadır. Camii'nin dış tarafında da kız kardeşi Mihrimah Sultan'ın kocası olan Rüstem Paşa'nın mezarı yer almaktadır. 1543 yılında Manisa Sarayı'nda vefat etmiştir.

KÜLLİYE CAMİSİ

Harim ve avlu büyüklüklerde tutulan harim ve avlu bölümlerini mutlak bir geometrinin hakim olduğu simetrik plan şeması içinde değerlendirilerek ele alınmıştır. Harim kısmında son derece dengeli olan planda dört yarım kubbe ile desteklenen merkezi kubbe dört büyük ayak üzerinde dört sivri kemer ile taşınmaktadır. Kubbeye intikal dört pandantifle sağlanmıştır. Yarım kubbelerde mukarnas dolgular kullanılmıştır. Mekanda oluşan köşelerde birer küçük ile üst örtü tamamlanmıştır. Mimar Sinan ana akslara yerleştirdiği girişlerle daha ilk adımda kuvvetle hissettirdiği mekan bütünlüğünü, mahfil ve galeri gibi tali unsurları küçültüp süslemeyi makul ölçülerde kullanarak daha da güçlendirmiştir. Bu yapıda kendine özgü piramidal örtü düzeninin ilk örneğini sunan Sinan örtü sisteminin en önemli destek unsurları olan payandaları son derece akılcı çözümle revaklı galerilerin içine gizlenmiştir. Böylece taşıyıcı duvar olmaktan çıkan duvarlar çok sayıda pencere ile donatarak seleflerinin masif mimari denemelerinden çok daha yumuşak çözümler üretmiş olan Mimar Sinan Edirne’deki Selimiye Camiine giden yol bu yapı ile başlamıştır.

Cami 38 x 38 m. ölçülerinde bir alana bina edilmiş, 19 metre çapında ve 37 metre yüksekliğindeki ana kubbe dört fil ayağı üzerine oturtturulmuş, bu kubbe dört yönde yarım kubbelerle desteklenmiştir. Caminin iki şerefeli iki minaresi bulunur ki bu minarelerdeki işlemeler ve süslemeler dönemin mimari sadeliğinden uzaktır. Avluyu çevreleyen dokuz kubbe aynı ölçülerde ve yükseklikte olup, ortadaki şadırvanla simetrik bir bütünlük arz eder. Evliya Çelebi, bu şadırvanın kubbesinin IV. Murat tarafından yaptırıldığını belirtir ve minarelerdeki süslemelerinden dolayı Mimar Sinan’ı över.

KÜLLİYE MEDRESESİ

Şehzade Mehmet Medresesi; İstanbul Suriçi Şehzadebaşı Caddesi üzerinde 1548 tarihinde inşa edilmiş olan Şehzade Mehmet Külliyesinin bir yapısıdır. Külliyenin ana unsurları cami, türbe, sebil, çeşme ve hazire berber iken medrese Dede Efendi Caddesinin doğusunda kalmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman’ın (1520–1566) kendisinden sonra padişah olmasını arzu ettiği Şehzade Mehmet’in ölümü üzerine yaptırmış olduğu külliyenin bir bölümünü medrese oluşturmaktadır. Caminin kitabesinden öğrenildiğine göre külliyenin yapımına 1544 yılında başlanmış ve 1548 yılında da tamamlanmıştır. Medresenin giriş kapısı üzerindeki kitabeden 1546–1547 yıllarında yapıldığı anlaşılmaktadır.

Medrese kesme küfeki taşından yapılmış olup, yapı topluluğunun dış avlu kuzey duvarını oluşturmaktadır. Klasik Osmanlı medrese mimarisinden simetrik olmayışından ötürü ayrılmaktadır. Dershane ve 20 medrese hücresinden meydana gelmiştir. Medrese hücrelerinin önünde yuvarlak mermer sütunlar baklava başlıklı olup, birbirleri ile yuvarlak kemerlerle birleştirilmişlerdir. Bunların üzeri kubbe ile örtülüdür. Revakların arkasındaki medrese hücreleri kubbeli olup, avluya bir kapı ve bir de dikdörtgen söveli pencere ile açılmaktadır. İçlerinde ocak ve dolap nişleri bulunmaktadır. Girişin karşısına bir eyvan ve helalar yerleştirilmiştir. Dershane kısmının içerisinde bulunan mihrap burasının aynı zamanda mescit olarak da kullanıldığını göstermektedir. İstanbul medreseleri arasında üst düzey eğitim veren bir kurum olup, zamanla harap olmuş, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. 1950 yılından sonra da Yüksek Eğitim Kız Öğrenci Yurdu olmuştur.

KÜLLİYE SIBYAN MEKTEBİ

Külliyenin bir bölümünü oluşturan sıbyan mektebi caminin dış avlusunun güneyinde, imaretin yanında yer almaktadır. Sıbyan mektebi kesme taştan, kare planlı olup, üzerini 7.50 m. çapında bir kubbe örtmektedir. Önündeki ahşap saçaklı, revaklı bir girişten dershane kısmına girilmektedir. Dershane içerisinde bir de ocak bulunmaktadır. Uzun süre İstanbul Üniversitesi matbaası olarak kullanılan bu yapının içerisinde bir takım değişiklikler yapılmıştır. Giriş revakı günümüze gelememiş, giriş kapısı kapatılmış ve güney cephesinin pencere düzeni değiştirilmiştir.

KÜLLİYE TÜRBELERİ

Şehzade Mehmet Manisa’da Vali iken Çiçek Hastalığı’ndan 23 yaşında ölmüştür. Şehzadenin cenaze namazı Beyazıt Camisi’nde kılınmış ve daha sonra burada yapılacak türbesinin olduğu yere gömülmüştür. Türbe Klasik Osmanlı türbe mimarisi üslubunda olup, yapı topluluğunun en erken bitirilen bölümüdür. Osmanlı mimarisinin en güzel türbelerinden birisi olup, sekizgen planlıdır. Üzeri yivli bir kubbe ile örtülmüştür. Türbenin dış cepheleri zeminden saçak kornişine kadar yarım sütunlarla birbirlerinden ayrılmış, üzerine kırmızı taştan bir silme yerleştirilmiştir. Buradaki silmelerden sonra palmet motiflerinden bir friz yapıyı çepeçevre dolanmıştır. Kubbe ile tambur arasında kalan bölüme de küçük ölçüde palmetlerden meydana gelmiş bir akrotel frizi yerleştirilmiştir. Türbenin her cephesinde altlı üstlü ikişer penceresi vardır. Toplam 30 pencere ile türbe aydınlatılmıştır. Alt sıra pencereler dikdörtgen söveli, sivri kemerli ve pembe porfir alınlıklıdır. Üst sıra pencereler yine dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış olup, sivri kemerlidir. Buradaki kemerler alternatifli olarak kırmızı ve beyaz taşlardan örülmüştür. Alt ve üst pencereler arasında celi-sülüs yazı ile Fatiha, Tekasür, İhlas ve Zümer surelerinin ayetlerini içeren bir friz dolaşmaktadır. Türbenin doğusunda üç gözlü bir revaktan giriş kapısına ulaşılmaktadır. Renkli mermerden geçme olarak yapılmış bu kapı silmelerle yumuşatılmış ve Bursa kemerli bir niş içerisine alınmıştır. Kapı kemerinin üzerinde de dikdörtgen kitabesi yer almaktadır. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir:

Türbe son derece zengin bir bezemeye sahiptir. Giriş kapısının iki yanında, dış duvarlar üzerinde birbirine benzeyen iki çini panoya yer verilmiştir. XVI. yüzyılın bitkisel motifli bu çinilerinin üzerine lacivert zemine sülüs yazı ile “Allah’tan başka İlah yoktur” ve “Doğru konuşan Emin olan Muhammed O’nun peygamberidir” ibaresi yazılıdır. Giriş kapısının sağ ve solundaki mermer zeminli panolar üzerine celi-sülüs yazı ile Rad suresi ile Zümer suresi yazılmıştır. Ayrıca alt sıra pencerelerin üzerine bir kuşak halinde Esma-ül Hüsna yazılmıştır. Türbe içerisindeki çiniler gri, kırmızı, kirli beyaz renklerde olup, çeşitli çiçeklere, kıvrık dallara, lotus ve palmetlere yer verilmiştir.

Şehzade Mehmet’in sandukası üzerinde dört ayaklı, fildişi kakmalı bir taht bulunmaktadır. Bu taht Kanuni Sultan Süleyman tarafından konulmuş ve ölümünden sonra Şehzade Mehmet’in padişah olmasını istediği simgelenmiştir. Türbede Şehzade Mehmet’ten başka kardeşi Şehzade Cihangir (1553), Şehzade Mehmet’in kızı Hümaşah Sultan ve kim olduğu bilinmeyen bir başka sanduka daha bulunmaktadır.

KÜLLİYE ÇEŞME VE SEBİLLER

Külliyenin Saraçhane kapısı dışındaki klasik üsluplu çeşme Ayşe Sultan tarafından Bosnalı İbrahim Paşa için 1603 yılında inşa edilmiştir. Rüstem Paşa Türbesinin yapılışı sırasında türbenin ön kısmındaki duvara bitişik olarak yapılan ancak 1916 yılında yıktırılan sebilden pencere ile iki yanındaki tekneler kalmıştır. Yekpare mermerden yapılmış olan küp daha sonra Topkapı Sarayı’na taşınmıştır. Hazire duvarının Dede Efendi Caddesi üzerinde 1682 Safiye Sultan, Vezneciler caddesi üzerinde Gevher Sultan için yaptırılan pencereli sebiller yer almaktadır. Bunun yanında 1725 yılında sel sebiller Emine Hanım için yapılmıştır.

Külliyeler

Turan Aknc Kitaplar