Çamlıca Yusuf İzzettin Efendi Köşkü
Büyük Çamlıca Şehzade Yusuf İzzettin Efendi Köşkü; İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında Üsküdar Büyük Çamlıca tepesinin batıya bakan tarafında inşa edilmiştir. Köşk Cihan Bağı Kasrı veya Tiryal Hanım Köşkü isimleri ile de tanınır. Kesin inşa tarihi ve mimarı bilinmez. Köşkün bulunduğu konum İstanbul’un eskiden beri en önemli noktalarından biridir. Burası her dönem revaçta olan bir yerdir. İlk Cihan Bağı kasrını yaptıran kişi Sultan IV. Murat. Daha sonra Sultan IV. Mehmet tarafından yenilenmiş. Zaman içinde eskiyen köşk Sultan II. Mahmut’un annesi Nakşidil Hanım için bir köşk yaptırmıştır. Valide Sultan’ın vefatından sonra arsanın boş kalan kısmına bir köşk daha yapılmıştır. Sultan II. Mahmut’un gözdelerinden Trial Hanım için inşa edildi. Bu köşkün yanında ise Sultan II. Mahmut’un hekimbaşısı Abdülhak Molla köşkü ve korusu bulunmakta idi. Daha sonra bu alanlar hep Sultan Abdülmecit tarafından satın alındı. Bütün köşkler birleştirildi. Şehzade Yusuf izzettin Efendi’nin köşkünün tam yapıldığı dönem bilinmemektedir. Sultan II. Abdülhamit dönemi olduğu tahmin edilmektedir. 1882 yılında vefat eden Tiryal Hanım’dan sonra köşk ve kasır Şehzade Yusuf izzettin Efendiye Sultan II. Abdülhamit tarafından verilmiştir. Bu tarihten sonra bu köşk Yusuf İzzettin Efendi ismini aldı. Bu köşk Çamlıca’nın en büyük köşküdür. Üç yapıdan meydana gelir. Asıl köşk üç katlıdır. İlave bina 2 katlıdır. Av köşkü de tek katlıdır.

1857 yılında doğan Yusuf İzzettin Efendi Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz'in henüz şehzade iken doğan oğludur. 1916 yılında beklenmedik bir şekilde öldüğünde Osmanlı Hanedanı'nın en büyük erkek çocuğu olarak veliaht sıfatını taşıyordu. Yusuf İzzettin Efendi 10 Ekim 1857 tarihinde Dolmabahçe Sarayı'nda doğdu. Babası Abdülaziz, annesi Gürcü ise başkadın Dürr-i Nev Kadın Efendi'ydi. Doğduğunda amcası Abdülmecit padişah olarak hüküm sürmekteydi. Babası Abdülaziz gibi şehzadelerin tahta çıkana kadar çocuk sahibi olmamaları kuralı geçerliydi. Yusuf İzzettin Efendi bu kurala aykırı olarak doğmuştu. Bu nedenle babasının tahta çıktığı 1861 yılına kadar dört yıl boyunca varlığı gizlendi. 10 yaşındayken babasıyla birlikte Avrupa gezisine katıldı. 19 yaşındayken babası Abdülaziz tahttan indirildi ve kısa bir süre sonra makasla bilekleri kesilmiş olarak ölü bulundu. İntihar mı yoksa öldürüldü mü olduğu tartışmalı bu ölümden sonra, genç yaşta babasız kaldı. Babasının ölümünden sonra tahta çıkacak padişahı belirlemek için, o dönemde geçerli olan hanedanın en yaşlı erkeğinin tahta çıkması kuralı kullanıldı. Bu kural uyarınca Abdülaziz'in ölümünden sonra, önce Yusuf İzzettin Efendi'nin amcaoğulları V. Murat ve II. Abdülhamit sırasıyla tahta çıktılar. Daha sonra da V. Mehmet 27 Nisan 1909 tarihinde tahta çıktığı zaman Yusuf İzzettin Efendi hanedanın padişahtan sonraki en yaşlı erkeği olarak veliaht durumuna yükseldi. Yusuf İzzettin Efendi Osmanlı Devleti'ni yurtdışında çeşitli törenlerde veliaht sıfatıyla temsil etti. I. Dünya Savaşı yılları sırasında Enver Paşa'nın izlediği siyasete ayrı düştü ve onu sertçe eleştirdi. Hükümet işleriyle yakından ilgilendi. Çanakkale Savaşları sırasında bizzat cepheleri ziyaret etti. Bu ziyaretler sırasında Enver Paşa ile herkesin içinde münakaşa etmiştir. Hükümetten ayrı olarak barış görüşmeleri yaptı. Ancak tahta çıkamadan 1 Şubat 1916 tarihinde beklenmedik biçimde Zincirlikuyu'daki köşkünde ölü olarak bulundu. Ölüm nedeni intihara bağlı kan kaybı olarak kabul edilse de, İttihatçıların onu öldürttüğü de teoriler arasındadır. Fakat sıradaki veliaht İttihatçılarla hiç anlaşamayan VI. Mehmet Vahdettin idi. Tarihçi İlber Ortaylı ise müttefik Almanya'nın da şüpheliler arasında olduğunu iddia eder. Çünkü veliaht savaştan çekilmek ve İtilaf Devletleri ile müstakil bir anlaşma yapmaktan bahsetmekteydi. Ortaylı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun son imparatoru VI. Karl'ın bu gibi bir talebi sonrasında Almanya tarafından özür dilemek zorunda bırakılmasını örnek gösterir. Yusuf İzzettin Efendi II. Mahmut Türbesi'ne, babası Abdülaziz'in yanına defnedildi.

1916 yılında Yusuf İzzettin Efendi ölünce bu köşk dördüncü karısı Leman Hanım’a kaldı. Daha sonra Şükriye ve Mihrişah Sultanlara intikal etti. Mihrişah Sultan ise köşkü sattı. Köşkün arkasında istinat duvarlarına bitişik yaveran köşkleri bulunur. Köşkün giriş katında mutfak, kiler hizmetçi odaları, kalorifer dairesi bulunur. İkinci ve üçüncü katlarda ise büyük bir salon ve yedi oda bulunur. Aşı boyalı ahşap köşk ile harem köşkü arasında bir geçit bulunmaktadır. Köşkün ikinci katında 36 kandilli bir avize vardı. Bu avize sultanlar tarafından Topkapı Sarayına bağışlanmıştır. Köşk şu anda çok harap olarak restorasyon beklemektedir. Köşkün güncel fotoğrafları Özgül Karadeniz tarafından çekilmiştir.

Anadolu Yakası Köşkleri

Turan Akýncý Kitaplarý