Kanlıca Marki Necib Bey Yalısı
Marki Necib Bey Yalısı; İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında Beykoz Kanlıca ile Anadoluhisarı arasında Körfez caddesinde 1920 tarihlerinde Marki Necib tarafından inşa ettirilmiştir. Yalının yapıldığı dönemde Vahdettin sonrası Halife Abdülmecit dönemidir. Osmanlı’nın son döneminde İstanbul’da yaşayan Marki Necib aslında bir Fransız Markisidir. Marki Necib İstanbul’da tanıştığı Melike Aliye Hanım'la evlenebilmek için İslâmlığı kabul ederek, Ahmet Necip ismini almıştır. Yalının arkasındaki yamaçta bir köşk yaptırıyor. Kuzey yönündeki yalının rutubeti dikkate alınarak, bu sakıncayı göstermeyecek biçimde yaptırılan küçük köşk bu gün bulunmamaktadır. Melike Aliye Hanım'ın birinci eşi Necip Bey, ikinci eşi Av.Sabri Barlas'tır. 1966'da Melike Aliye Hanım ve sonra Sabri Barlas ölmüştür.
Yalı kaloriferli idi, sonra bu kaloriferler sökülüp satılmıştır. Yalı mimar Kamile Karaali ve erkek kardeşine intikal edince, izaleyi şuyu davası açılıyor. 1973 yılında -maliyenin koyduğu vergi değeri üzerinden- 2.5 milyon liraya, Kâmile Hanım satın alıyor. Yalının arsası 2,3 dönümdür. Sonra Salat Yağ Fabrikası sahibi Kemal Özdoyuran'ın yalıyı satın almıştır. 1977'de Erdoğan Demirören yalıyı satın almış ve büyük bir onarımda bulunmuştur. Yalının mimari özelliği, Neo-Mauresque tarzıyla Ahşap ve bağdadî usulle 19 yüzyıl sonunda bir İtalyan mimara yaptırılan yalı 2400 metrekare arsa üzerine 700 metrekare olarak inşa edilmiştir. Neo Mauresque tarzı eklektik Kuzey Afrika üslubuna benzetilerek yapılan bir İslâmi bir dekorasyon üslubudur. 7 Mart 1983 günü çıkan yangında, sadece deniz ve cadde yönündeki yarım duvarları kalmıştı.

Yalının plan esasları olarak büyük hacimli, üst üste tesadüfen konulmuş gibi, ayrı ayrı bloklar halinde; altında, görüntüsünü daha da ağırlaştıran büyük bir kayıkhane bulunur. Güney yanı kesilmiş gibi görünüyor. Yalının girişi, Boğaz yolunun bilgisizce yükseltilmesi sonucu kapılar düzensiz kalmıştır. Soldaki servis odaları Kamile Hanım'ın babasının sonradan yaptırdığı ekler. Alt sofa o kadar yüksek ki, burası hangardan mı bozma diye akla geliyor. Artık deniz odalarındayız. Sofada ve yan odada art nouveau dekorasyon egemen olmuş. Tavanlarda ithal metal bloklar kullanılmış. Yan yana olan deniz odalarının önü boydan boya balkon, Boğaz'a hakim. Yalıda, mührü Süleyman denilen yıldız motifleri var. Kayıkhane, yahut o zamanki yat sığınağına, kuzey/güney ve batı cephelerinden girişler yapılmış. Zemin katı kesme taştan ve yalının 2/3'lük kısmını kaplıyor. Ancak kayıkhanenin tavanı yüksek tutularak, boşluğunun yaptığı havalandırma ile rutubetin en aza indirilmesi sağlanmış.

Büyük kayıkhanede o zamanlar küçük bir yat durur, jeneratörüyle yalıyı da aydınlatırmış. I. Dünya Harbi esnasında devlet yata ve jeneratöre el koymuş. Şimdi tabii elektrik tesisatı bulunuyor. Necip Bey tepedeki köşke bir köprü ile bağlantı sağlamış ve bir de tünel kazdırmaya başlamış. Fakat Necip Bey ölünce tünel yarıda kalmış; yol genişletilirken de bu köprü Belediyece yıktırılmıştır. Marki Necip Bey Yalısı'nın 1990 yılındaki restorasyonun da, altındaki geniş kayıkhanesi vitrayla kapatılmış ve önüne rıhtım yapılmıştır.

Anadolu Yakası Yalıları

Turan Akýncý Kitaplarý