Beyoğlu Hollanda Elçilik Sarayı
Beyoğlu İstiklal Caddesi No. 195 adresinde bulunan sefaret sarayı mimar Giovanni Barborini tarafından 1859 yılında inşa edilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise büyükelçilik 1944 yılında Ankara'ya taşınınca mevcut bina İstanbul Hollanda Başkonsolosluğu olarak hizmet vermektedir. 14 Mart 1612'de Sultan I. Ahmet döneminde Hollanda elçilik heyeti Cornelius Haga başkanlığında altı ay süren bir yolculuktan sonra İstanbul'a gelmişlerdi. Hollanda heyetinin İstanbul'a gelmesi Venedik ve Fransız elçilerini huzursuz etmiş ve onları Osmanlı makamları gözünde karalamak için her yolu denemişlerdi. Halil Paşa'nın gayretleri sayesinde Babıâli çok bekletmeden Hollandalı elçileri kabul etmişti. Halil Paşa, elçi Haga'ya Babıâli'deki protokol ve İstanbul'daki diplomatik ilişkiler konusunda yol göstermiş ayrıca kendi tercümanını da Hollandalıların hizmetine vermişti. Venedikli olan tercüman Paulo Antonio Bon, Hollandalılara İstanbul'da yardımcı olmuştu. Halil Paşa, İspanya ve Habsburg impatorluğuna karşı ileride kurulabilecek bir ittifak için Hollanda dostluğunu önemli görmekteydi. Haga'ya, Osmanlı divan üyelerine çeşitli hediyeler vermesi için yüklü bir avans bile vermişti. Görüşmelerden sonra Cornelius Haga 6 Temmuz 1612'de yaklaşık üç metre boyundaki bir padişah fermanına sahip olmuştu. Bu ferman Osmanlı Devleti'nin Hollanda'ya vermiş olduğu kapitülasyon haklarıydı. Böylece daha önce Venediklilere, Fransızlara ve İngilizlere tanınan vergi muafiyeti ile hukuki, mali ve ticari imtiyazların aynısı Hollandalılara da tanınmıştı. Aynı fermanın giriş bölümünde ise padişah tarafından Haga'nın İstanbul'da 1639 yılına kadar büyükelçilik yapma izni de vardı.
Beyoğlu Caddesi üzerinde bulunan sefaret arazisi bir Doğu Hint Hollanda Şirketi tarafından iki Rum kardeşten 1612 yılında satın alınmıştı. Bu depolar yüz yıl kullanılmıştı. İlk büyükelçi Cornelius Haga döneminde buraya yakın bir yerde ahşap bir konak kiralanmıştı. İstanbul'daki sefirin en önemli görevi, ticareti arttırmak ve serbest gemi seyrinin korunmasını sağlamaktı. İkinci görevi ise Hollandalı yurttaşların Osmanlı topraklarında korunması ve hapisteki kölelerin fidye ile kurtarılmasıydı. Haga'nın girişimleriyle Amsterdam'da Levant ticareti adı verilen bağımsız bir ticari kurul oluşturulmuştu. Venedik modelinden örnek alınmıştı ve burada tekel durumunda olmayan sekiz müdürün yönetiminde, önemli tüccarlardan oluşan bir kurul vardı. Bunun için 1625 yılında Amsterdam'da Akdeniz'de Denizcilik ve Ticaret Müdürlüğü kurulmuştu.

Cornelius Haga Ä°stanbul'a geldiÄŸinde 34 yaşında ve bekârdı. Leiden'de hukuk öğrenimi görmüştü. Haga'nın evi saray görünüşlü ahÅŸap bir binaydı, çünkü o dönemde Ä°stanbul'da görev yapan tüm büyükelçilerin ikametgâhları çok ihtiÅŸamlıydı. Yapıların birçoÄŸu o dönemki Ä°stanbul'daki yöresel mimari ile yapılmış binalardı. Elçilik görevi geçici olduÄŸu için Haga'ya BeyoÄŸlu'nda bir ev kiralanmıştı. Cornelius Haga'nın diplomatik yazışma belgeleri okunduÄŸu zaman kiraladığı evin, Venedik, Fransız ve Ä°ngiliz elçiliklerine yakın olduÄŸu anlaşılmaktadır.   Haga'nın evinin bulunduÄŸu cadde o zaman "Strada Maestra"  ismini taşımaktaydı ve zaman için bölgeye Levantenler yerleÅŸmeye baÅŸlamışlardı. O dönemde bu caddeye "Grand Rue de Pera"  ismi verilmiÅŸti. 

Hollanda Parlamentosu Cornelius Haga'yı İstanbul'a geçici bir görevle göndermişti. 1614 yılında ise kalıcı olarak Hollanda Büyükelçiliği'ne atanmış ve maaşı 12 bin guldene çıkmıştı. Sefarette artık on kişi çalışmaktaydı ve ayrıca kendisine maaşı Hollanda tarafından ödenen iki Yeniçeri koruma da tahsis edilmişti.

Sefaret Sarayları

Turan Akýncý Kitaplarý