Fatih Atikali Kenan Rifai Konağı
Atikali Kenan Rifai Konağı; İstanbul Suriçi Fatih Atikali Fevzi Paşa Caddesine yakın bir sokakta 1867 tarihinde Kenan Rifai ailesi tarafından inşa edilmiştir. Köşkün büyük bahçesinde Altay dergahı olarak adlandırılan bir eski tekke binası bulunmaktadır. Yapı Fevzi Paşa Caddesi ile Hırka-ı Şerif arasındadır. Köşk üç katlıdır. Giriş katı kagirdir. Bu kat üzerine iki ahşap bağdadi kat inşa edilmiştir. Yapı Ormanlı sivil mimarisinin geleneksel plan şemasına göre inşa edilmiştir. Giriş cephesinin iki yanında simetrik olarak dışa konsol şeklinde çıkmış büyük cumbalar bulunmaktadır. Bu cephe kurgusu arka bahçe cephesinde görülmez. Pencereler dikdörtgendir. Sadece kapı üstündekiler basık kemerlidir. Yapının geniş saçaklar üzerine oturan bir ahşap çatısı bulunmaktadır. Bu çatı kiremit ile kaplıdır.
Kenan Rifai Büyükaksoy 1867 tarihinde Selanik’te doğmuştur. Yirminci yüzyılın ilk yarısında yaşayan sufiler arasında önemli yeri olan bir mutasavvıftır. Halk arasında adı “Rufailik" olarak telaffuz edilen tarikatın İstanbul kanadını kurmuş; tarikatın görüşlerini 20. yüzyılın modern hayat şartlarına göre yorumlamış; 1908-1925 arasında tarikatın dergah postnişinliğini yapmıştır. Filibeli Hacı Hasan Bey’in oğlu Abdülhalim Bey; annesi Hatice Cenan Hanım'dır. Babası, bir süre doğu vilayetlerinde görev yaptıktan sonra İstanbul'a gelip Fatih’te Hırka-i Şerif Camii yakınında bir konağa yerleşmiş ve Posta Telgraf Nezareti'nde sicil başmüdürlüğü ve telgraf nazırlığı görevini sürdürmüştür. Kenan Rıfai, dokuz yaşına iken Galatasaray Sultanisi'nde yatılı öğrenci olarak öğrenim görmeye başladı. Zihni Efendi, Muallim Naci, Muallim Feyzi, Recaizade Mahmut Ekrem gibi Türk hocalardan eğitim aldı. 1885 yılında Galatasaray'dan mezun oldu. Babıali Hariciye Kalemi’nde çalışmaya başlayan Rıfai, Acem Mektebi’nde Tabiat Dersleri öğretmenliği yaptı. Bir süre Posta Telgraf Nezareti’nde müşavir yardımcısı olarak çalıştı ve bir yandan da öğrenimine Darülfünun'un Hukuk Fakültesi’nde devam etti.

Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Balıkesir’e tayin oldu. Balıkesir'den sonra Adana, ardından Manastır, Kosova, Üsküp ve Trabzon Maarif müdürlüklerine getirildi. Birkaç yıl sonra Medine’de açılan “İdadi-i Hamidi” adlı yeni okulun müdürlüğüne tayin edildi. Medine'de dört yıl kaldıktan sonra İstanbul'a geri döndü ve Erkek Muallim Mektebi'nde Fransızca öğretmenliği, Tedkikat-ı İlmiyye üyeliği, Darüşşafaka Lisesi Müdürlüğü, Meclis-i Maarif üyeliği gibi görevlerde bulundu. Bir ara ikinci defa Medine'ye giderek kısa bir süre kaldı. Kenan Rıfai, Medine'ye gitmeden önce mürşidi Edhem Efendi hayatını yitirmişti. Dört yıl kaldığı Medine'de Seyyit Hamza er-Rifai tekkesine devam ederek Rıfailik’te icazet ve hilafet aldı. O güne kadar “Abdülhalim Kenan” olarak tanınırken bu devirden sonra Rıfailiği başladı. Medine'den İstanbul'a döndükten sonra Fatih'te kendi dergahını açtı. Babasının konağının bahçesine yaptırdığı dergâhın planını Ekrem Hakkı Ayverdi çizdi. Dergâh, şeyhülislamların, şairlerin, aşıkların hatta papaz ve patriklerin gelip sema ettikleri bir mekan oldu. Rıfai, bir yandan Darüşşafaka Lisesi müdürlüğünü sürdürürken bir yandan da dergahında şeyh olarak hizmet gördü. Bu iki görevi birbirine karıştırmamak konusunda çok titiz davrandı.

1925 yılında Tekkelerin kapatılmasından sonra Ümmü Kenan Dergahı, ailesi tarafından mesken olarak kullanılmaya başlandı. Kenan Rıfai, “Onlar zaten kendilerini feshetmişlerdi” diyerek tekkelerin kapatılmasına ilişkin kanuna hiçbir tepki göstermedi ve Ümmü Kenan Dergahı’nı “bir gün açılacaktır ama akademi olarak açılacaktır” diyerek kapattı.

Konağın dergahının Altay Dergahı, Cenan Vakfı merkezi ve müze olarak hizmet vermektedir. Bu yapıda Kenan Rifai’nın eşyaları sergilenmekte ve bir araştırma merkezi olarak hizmet vermektedir. Ümmü Kenan Dergahı olarak isimlendirilen yapı Kenan’ın annesinin dergahı olarak adlandırılmıştır. Vakfın ismi ise Kenan Rifai’nin annesi Hatice Cenani’den gelmektedir. Soyadı Kanunu'ndan sonra Büyükaksoy soyadını alan Kenan Rifai, 7 Temmuz 1950 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesi, Merkez Efendi Camii avlusunda şadırvanla kabristan duvarı arasındaki bölüme defnedilmiştir.

Suriçi Köşkleri

Turan Aknc Kitaplar