Beyoğlu Tepebaşı Meşrutiyet Caddesi No. 34 adresinde bulunan İngiltere Elçilik Sarayı 1850 yılında inşa edilmişti. "Pera House" olarak da adlandırılan bu sarayın yapımına 21 Ağustos 1844'te başlanmış ve altı yıl sonra 1850 tarihinde bitirilmişti. Birleşik Krallık İstanbul Büyükelçiliği 25 bin metrekarelik bir park içinde kurulmuştu.
1801 yılında ilk İngiliz Elçiliği, Sultan III. Selim döneminde büyükelçi Lord Elgin tarafından inşa edilmişti. Otuz yıl kullanılan ahşap bina 3 Ağustos 1831'de çıkan Büyük Beyoğlu Yangını'nda tamamen yanmıştı. O dönemde Osmanlı İngiliz ilişkilerinde büyük gelişmeler yaşanmaktaydı ve bundan dolayı da daha kapsamlı bir sefaret binası inşa edilmesine karar verilmişti.
1840'lı yıllarda Meşrutiyet Caddesi üzerindeki bugünkü arazi satın alınmıştı. 1844 yılında Büyükelçi Sir Charles Barry döneminde, İngiliz mimar William James Smith bir proje ile Londra'dan İstanbul'a gönderilmiş ve elindeki projeyi uygulamaya başlamıştı. 1850 yılında büyükelçilik yeni binasına taşınmış ve Sarayın inşaatı İngiliz Devletine 83 bin sterline mal olmuştu. "Pera House", Galatasaray, Tepebaşı, Kamerhatun ve Aynalıçeşme semtleri arasında bulunan bir parka kurulmuştur. Sefaretin etrafı yüksek ve güvenli duvarlarla çevrilmiştir. Beyoğlu'nun yoğunluğu ve gürültüsü içinde bu yeşil alan bir huzur adası gibidir. Yapı, 1.500 metrekarelik bir taban alanına sahip olup üç katlıdır. Sarayın yapı malzemesi olarak kesme taş kullanılmıştır ve özenli bir cephe mimarisine sahiptir. Saray, klasik planlı bir bina olup her iki yönde de giriş kapısı bulunmaktadır. Yapının dış cephesi üç katlıdır ve simetrik bir cephe ile pencere düzenine sahiptir. Giriş katı dış duvarlarında derzli bir kesme taş işçiliği görülmektedir. Batı cephesinde her katta 13 pencere vardır. 19. yüzyıl mimarisinde çok yaygın stil, bu binada da uygulanmıştır. En üst kat pencereleri dikdörtgen olup üzerlerinde düz alınlıklar vardır. Orta kat pencereleri daha büyük olup üzerlerine dairesel alınlıklar yerleştirilmiştir. Giriş katı pencerelerinin üstü ise yuvarlak kemer şeklindedir. Böylece her kat penceresi farklı formda olmuştur. Giriş katında ortadaki pencere yerine ise kapı tasarlanmıştır. Batı kapısı üstünde ise birinci kattaki kabul odasının balkonu vardır.
Yapı planı dikdörtgendir ve ortasında ise avlu yer almaktadır. "Palmcourt" adı verilen bu avlu ana girişten içeri girince ilk görülen mekândır. Sarayın tam ortasında dikdörtgen bir konuma sahiptir ve üç kat yüksekliğindedir. Avlu giriş katından bir metre kadar aşağıdadır ve burada aynı zamanda kabuller ve toplantılar yapılmaktadır. Siyah ve beyaz taşlarla döşenmiştir. Saray koridorları ise iç avlu sayesinde aydınlık ve ferahtır, yuvarlak kemerli açıklıklar bulunmaktadır. Bu kemerli açıklıklardan her katta 16 tane vardır.
Yapının batı cephesinde Haliç manzarasına sahip olan tarafta ise sarayın kabul odaları vardır. Bu odalar yan yana beş tane olup büyükelçinin kabul ve toplantıları için tasarlanmıştır. Balo salonundan sonra yer alan köşe salon ise büyükçe bir toplantı odasıdır. Masa etrafında 28 koltuk vardır, yerde ise çok büyük ebatlı bir İran halısı serilidir. Salonun balo salonu ve Lady Ambassador odalarına bağlantısı vardır, bu kapıların üst kısmında ise oldukça büyük alınlıklar görülmektedir. Salonda kuyruklu bir piyano bulunmaktadır, bu da orta çaplı müzik konserlerinin yapıldığını göstermektedir. Bu salonu batı cephesine bakan üç pencere aydınlanmaktadır ve toplantı masası üzerinde ise büyük ebatlı bir kristal avize asılıdır.
Batı cephesine bakan ikinci mekan da"Lady Ambassador" odasıdır ve dekorasyonu tamamen İngiliz Anglikan düzenindedir. Salonda iki pencere vardır ve çok iddialı perdeler asılmıştır. İki pencere arasında mermer bir şömine ve üstünde tavana kadar uzanan altın varaklı bir ayna bulunmaktadır. Bu salonda kabuller için üç adet oturma grubu vardır. Duvarları ise tamamen ekru renktedir ve çok sayıda resim asılıdır, ayrıca üstünde kraliyet arması olan çok değerli bir ayna da dikkat çekmektedir. Yerde yine büyük ebatlı bir İran halısı serilidir ve tavanda ise bir kristal avize görülmektedir.