Süleymaniye Salis ve Rabi Medreseleri; İstanbul Suriçi Süleymaniye külliyesini meydana getiren yapılar topluluğundan ikisidir. Süleymaniye külliyesinin içinden geçen Mimar Sinan Caddesi Fetva Yokuşu ve Dökmeciler Hamamı Sokak arasında kalan yapı adasında inşa edilmişlerdir. Bu yapılar onuncu Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından dönemin mimarı Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; cami, medrese, sıbyan mektebi, hamam, türbeler, darülşifa, tabhane, kervansaray, hazire, şadırvan, kütüphane, tıp medresesi, darülkurra ve darülhadisten meydana gelir. Cami 1557 yılında diğer külliye yapıları 1559 tarihinde tamamlanmıştır. Süleymaniye Medreseleri Osmanlı eğitim düzeninin en yüksek eğitim kurumlarıdır. Bu konu ile ilgili vakfiyede medresede görev yapacak ilim adamlarının vasıfları açıkça yazılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman ordusunun mühendis ve doktor ihtiyacının yanı sıra eğitim ve bilim için bu medreseleri yaptırmıştır. Bunlardan Darü’l-Hadis Müderrisliğine daha önce Bağdat kadılığı yapan ünlü alim Molla Yahya Bin Murettin’i getirmiştir. Onun yanı sıra devrin ulemasından Kadızade Şemsettin Ahmet, Mimarzade Musluhiddin Mustafa, Karahisarlı Şeyh Mehmet Efendi de burada ders vermiştir. Tetüme Medresesinde Süleymaniye medreselerinde yüksek tahsillerini yapacak için de olanak sağlamıştır.
Süleymaniye Medresesinin yapımı ile birlikte o zamana kadar devrin ünlü kültür yuvarlarından Fatih Medreseleri ikinci planda kalmıştır. 17. yüzyılda Süleymaniye Medreselerinde yapılan düzenleme ile burası 12 dereceye kadar yükseltilmiş ve bu düzen Osmanlıların son zamanına kadar sürmüştür. Süleymaniye Medreselerindeki eğitim İptidai’den başlayarak eğitimin en yüksek derecesi olan Darül-Hadis’le son bulmuştur. İlk açılışında bu medreselere Şah Muhammet Efendi ve Ali Çelebi’nin müderris olduğu bilinmektedir. Salis ve Rabi Medreseleri külliyenin kuzey doğusundadır. Bu iki medrese plan şeması olarak birbirinin aynıdır. Hatta simetrik inşa edilmiştir. İki medrese arasında boş bir avlu bulunmaktadır. Bu iki medresenin de giriş kapıları bu avluya açılmaktadır. Bu avlunun da kapısı Mimar Sinan Caddesinedir. Burada en büyük sorun. Bu iki medrese meyilli bir arazide inşa edilmiştir. Mimar Sinan Caddesi ile Fetva yokuşu arasında büyük bir kot farkı bulunur. Bundan dolayı medrese iç avluları da düz değildir. İç avlu kademeli ve taraçalıdır. Bundan dolayı medrese bölümlerinde de kademe görülür. Bundan dolayı Haliç’e Bakan kubbeler arasında kot farkı bulunur. Bundan dolayı kubbeler merdiven gibi gözükür.
Medrese girişten önce bir ön avluya girilir. Burada Medrese avlusuna geçilir. Medrese’nin dershane ve mescitleri Süleymaniye’ye bakan batı cephesindedir. Kare planlı ve kubbeli olan bu dershane ve mescitlerin doğu cephesinde birer cumba bulunmaktadır. Cumbanın tam altında üç, sağında ve solunda birer çeşme bulunmaktadır. Dershanenin içinde de bir çeşme bulunmaktadır. Medrese hücreleri kare planlı, revaklı bir avlu etrafında toplanmıştır. İki medresenin üçer cephede yirmişer odası vardır. Odalar ocaklı, bacalı, kubbeli ve bölünmüş nişleri bulunmaktadır. Medrese hücrelerinin önünde başka medreselerde görülmeyen ve avlunun eğimine uygun sekiler bulunmaktadır. Her medresede on adet seki bulunmaktadır.
1914 tarihli teftiş raporunda Salis medresesinde 20 si dışında 69 talebe eğitim görmektedir. Aynı raporda Rabi Medresesinde yirmi beş öğrenci bulunmaktadır. Medreselerden salis iyi durumda olup Rabi Medresesi yeniden restore edilmektedir.