Arap Camii; İstanbul Boğazı’nın Avrupa yakasında Karaköy Perşembe Pazarı Tersane Caddesinde İstanbul’un fethinden sonra 1475 yılında kiliseden camiye dönüştürülmüştür. Caminin yeri bugün Karaköy Perşembe Pazarı’nın yoğun karmaşası içerisinde kaybolmuş gibidir. Karaköy’den Azap Kapısına giden Tersane Caddesi’ne paralel bir yan sokaktadır. İlk yapı İstanbul’un fethi için gelen Emevi Kumandanlarından Mesleme Bin Abdülmelik tarafından 715 tarihinde yapılmıştır. Mesleme ve ordusu İstanbul’da kalmış oldukları yedi sene içinde burada ibadet etmişlerdir.
KİLİSE DÖNEMİ
Daha sonra 4.Haçlı Seferi ile İstanbul’da yaşanan Latin işgali ortaya çıkmıştır. 1204 yılında İstanbul’a gelen Latinler İstanbul’da ibadet edecekleri yer bulamadıkları için Galata’da bu kiliseyi inşa ettirmişlerdir. O tarihlerde harap olan eski caminin arazisine inşa edilmiştir. Bu kilise Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen Pavlus’a adanmıştır. Bir de Dominiken mezhebi için bir de manastır inşa edilmiştir. 1232 tarihinde Dominiken papazları tarafından sivri külahlı minare olarak görülen çan kulesi yapılmıştır. Bu isme daha sonra Dominiken mezhebinin kurucusu San Domeniko’nun ismi eklenmiştir. Bu durumda bu kilisenin adı San Paolo ve San Domeniko olmuştur. İstanbul’un fethinden sonra, 1475 yılında kilise camiye dönüştürülmüştür. Fatih sultan Mehmet ise Latinlere Galata’da başka bir yer vermiştir. Bu kilise yeni verilen alana inşa edilmiştir. Bu kilise günümüzde faaliyettedir. Kilise şu anda Galata Eski Banker Sokağı’ndadır. Arap Camii yapısı çok defa yenilenmiştir. Bu eserde günümüze dek birçok onarmalar ve eklemeler görmüştür.
MÄ°MARÄ° YAPI
Caminin mimari planı dikdörtgendir. İslami yapılarda dörtgen planlar genelde enine olur. Hıristiyan ibadethanelerinde ise bazilika etkisi dolayısı ile yapılan boyunadır. Bu yapıda Hıristiyan yapısı olması sebebiyle boyuna bir dikdörtgendir. Caminin duvarları kagirdir. Caminin çatısı ahşaptır ve kiremit kaplıdır. Mihrap ve minber mermerdendir. 1807 de bir yangın geçirmiştir. Yapı hemen aslına uygun tamir edilmiştir.1868 tarihinde Sultan II. Mahmut’un kızı Adile Sultan, kocası Mehmet Ali Paşa ile birlikte avlunun altında bir sarnıçla bu gün mevcut olan sütunlu kubbeli şadırvanı, hünkar kasrını, sebil ve çeşme yaptırmıştır. Mihrap bu yapılan onarımlar sırasında barok bir şekle girmiştir.
1913-1919 yıllarında Giritli hasan bey idaresinde girişilen tamiratta taş kaldırım, avlu tarafındaki duvar yıkılıp ileriye alınmış, yeni bir son cemaat yeri yapılmış, ilerideki mahfeleri ahşap direk üzerine yeniden inşa ettirmiştir Kilise döneminden birçok Latin Mezar taşı bulunarak daha sonra bu taşlar müzeye taşınmıştır. Caminin İstanbul’da benzeri bulunmayan minaresi,714 yılında Şam’da yapılmış olan Emevi Camii minaresine çok benzemektedir. Arap Camii isminin buradan geldiğinden dolayı verildiği belirtilmektedir. Minarenin alt kısmındaki duvarda da kiliseden kalma fresko resimlere rastlanmaktır. Caminin vakit namazlarında 500-600, Cuma namazlarında ise 3000-4000 cemaati bulunmaktadır.