Molla Çelebi Camii; İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında Fındıklı Meclisi Mebusan Caddesi ile sahil arasına 1586 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Bursa ve İstanbul kadılarında bulunmuş Mehmet Vusuli Efendi tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir. Tophane ile Kabataş semtlerini birbirine bağlayan Meclisi Mebusan caddesine cephelidir. Cami çeşitli zamanlarda yangınlar ve onarımlar geçirmiştir. 1627 Yeniköy yangının da cami’in son cemaat mahalli yanmış, yeniden tamirat görmüştür. 1723-1724 yıllarında çıkan yangınlarda hamam hasar gördüğü bilinmektedir. 1822 de büyük tophane yangınında cami ve hamam büyük hasar görmüştür. 1843 yılında bir yangın daha geçirdiği sanılmaktadır.1954 yılında önceleri camide yer yer çatlaklıklar olduğu daha sonra 1957-1958 yıllarında yol yapımı sırasında cami külliyesinden olan hamam ve ahşap olan son cemaat mahallinin yıktırıldığı bilinmektedir. Böylece bu günkü son cemaat yeri yaptırılmış, cami tamir edilmiştir. Kalem işleri de bu tamirat sırasında ihya olunmuştur. Caminin güney yanında bulunan ve Mimar Sinan yapısı olan Molla Çelebi Hamamı’nın 1958′de yol genişletilirken yıktırılmıştır. İstanbul Ansiklopedisi’nde Reşat Ekrem Koçu şu kaydı düşmüştür: “1958′de imar adı verilen ve İstanbul’un üstünden geçen müthiş yıkım fırtınasında sanat eseri ve tarihe omuz silken cehlin kör kazması ile yıktırılmış, yeri yeşil saha olmuştur.” Cami ve Hamam, Mimar Sinan’ın eserlerine ait “Tuhfetü’l-Mimarin”, “Tezkiretü’l-Bünyan”, “Tezkiretü’l- Ebniye” de kayıtlıdır. Sinan’ın Sultanahmet Meydanı’ndaki Hürrem Sultan Hamamı’nın plan ve yapı esası, burada da uygulanmıştır. Hamamda çifte hamam olup kadınlar ve erkekler kısmı bulunmakta idi.
CAMİNİN BANİSİ
Molla Çelebi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Bursa ve İstanbul kadılığı yapmıştır. Anadolu Kazaskerliği’ne kadar yükselmiş olup, aynı zamanda şairdir. Ünlü Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi’nin oğludur. “Molla Çelebi” lakabıyla anılan Mehmed Vusuli Efendi’nin Sultan III. Murat’ın Harem-i Hümayun’daki kadın müsahiplerinden Ayşe Hubbi Hatun ile evlendiği için “Hubbi Mollası” olarak da şöhret bulmuştur. Hubbi Hatun türbesi Eyüp’tedir. Molla çelebi mezarı da Eyüp’te Debbağhaneler Mevkii’nde yaptırdığı tekkenin haziresindeki yanlışlıkla şair Fitnat Hanım’a ait zannedilen türbede gömülü olduğu anlaşılmıştır.
MİMARİ YAPI
Caminin mimari planı bir dikdörtgendir. Cami kesme taştan kaliteli bir şekilde inşa edilmiştir. 2500 metrekare toplam arsa üzerine inşa olunan cami kagirdir. Cami merkezi kubbelidir. Kubbesi kurşun kaplamalıdır. Kubbe sekizgen bir kasnağa oturmaktadır. Caminin iç harim alanı 440 metrekaredir. Kubbe kasnağı üzerinde sekiz pencere bulunur. Pencerelerin üstü yuvarlak kemerlidir. Merkezi kubbe dört sütunla taşınmakta olup, beş yarım kubbe ile çevrilmiştir. Mihrap üstünde bir yarım kubbe ile dışarıya taşkındır. Mihrap mermerdir. Vaaz kürsüsü ahşaptır. Minber beyazdır. Kubbe içleri kemerlerde çok grift süslemeler bulunur. Son cemaat yeri 1958 yılında yeniden yapılmıştır. Son cemaat yeri mevcut olarak altı sütun tarafından taşınmaktadır. Son cemaat yeri cami eninden daha geniştir. İki yandan dışarı taşmıştır. Sütunlar arasında beş adet sivri kemer bulunur. Son cemaat yeri beş kubbelidir. Mihrap aksındaki orta kubbe diğerlerine göre biraz daha yüksektir. Tek şerefeli caminin batısında bir minaresi olan camii, 2001 yılında kubbenin kurşunları ve minaresi yenilenmiştir. Minare de cami gibi kesme taştan inşa edilmiştir.
Cami hamam ve sıbyan mektebinde oluşan bir külliye içinde idi. Sıbyan mektebi yıktırılarak yeşil saha olmuştur. Kitabesine göre hamamın yapım tarihi 1561’dir. 1787 tarihinde Koca Yusuf Paşa tarafından yaptırılan iki yandaki sebiller ve çeşme, barok tarzında yarım daire, güzel bir cephe meydana getiriyor.