Tevkifiye Camii; İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında Arnavutköy Akıntı Burnu’nda, sahil yolunda ve sahile cepheli, 1832-1838 yıllarında Sultan II.Mahmut tarafından oğlu Şehzade Tevfik adına inşa ettirmiştir.
Deniz tarafından avluya açılan iki kapısı vardır. Bu kapıların üzerindeki kitabelere göre caminin inşasına 1832’de başlanmış,1838’de tamamlanmıştır. Her iki kapıdaki kitabeler üzerinde bulunan yazılar Yesarizade Mustafa İzzet’e ait olup, her iki kitabede de Sultan II.Mahmut’un tuğrası vardır. Caminin mimarı bilinmemektedir. 3500 metrekare toplam alana sahip olan caminin iç alanı 287 metrekaredir. Cami önceleri kayıkhane olarak kullanıldığı sanılan, halen Vakıflar Müdürlüğü tarafından kiraya verilen horasan tarzı imarlı dükkanlar üzerinde yükselen geniş bir avlu içerisinde dikdörtgen planlı, kagir duvarlı, ahşap çatılı, tek minareli fevkani bir yapıdır.
Caminin hünkar mahfili, son cemaat yeri ve alt katta sahil cephesinde bir muvakkithanesi vardır. Yüksek bir teras üzerinde, geniş bir avlu içerisinde bulunan caminin avlusuna her ikisi de deniz cephesinde bulunan iki kapı ile girilir. Bu kapılardan biri cümle kapısı, diğeri ise hünkâr mahfilinin özel kapısıdır. Deniz tarafındaki bu kapılardan avluya mermer merdivenlerle çıkılır. Caminin dört giriş kapısı vardır. Bunlardan birincisi hünkâr mahfiline deniz tarafından açılan kapı, ikincisi bu kapının tam karşısında kuzeyden hünkâr mahfiline giriş sağlayan kapı, üçüncü kapı da doğu duvarından açılıp doğrudan cami içine girişi sağlar. Dördüncü kapı ise caminin kuzeyinde ve caminin esas cümle kapısıdır ve son cemaat yerine açılır.
Kuzeyden kıble istikametinde açılan iki kanatlı ahşap kapıdan son cemaat yerine girilir. Son cemaat yeri, kagir bir yapı olan camiye eklenmiş bağımsız bir görüntü arz eden ahşap bir bölme içindedir. Son cemaat yerinin kuzey duvarından açılan kapının her iki yanında ikişerden 4 adet dikdörtgen planlı, ahşap, demir parmaklıklı pencere bulunmaktadır. Tavanı ahşap, duvarları yağlı boyadır. Son cemaat yerinden açılan yine ahşap iki kanatlı bir kapı ile harime girilir. Harimin kuzey duvarında da aynı özellikli dört pencere bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı olan harim dört duvar üzerinde, göbeği dekoratif özellikli bağdadi bir tavan ile örtülüdür. Caminin üstü ahşap çatılı ve kiremit döşelidir.
Harim, tavanın merkezî göbekte, ahşap kürsüde ve hünkar mahfilinde bulunan ahşap oyma ve dekoratif işlemelerle dikkat çekicidir. Ayrıca kıble yönünde üçgen çatı şekli ve pencere kenar taşları ile köşelerindeki taş sütunlar bariz bir şekilde Barok-Rokoko Mimari özelliklerini yansıtır. Harim duvarlarındaki bezemeler boya ile kapatılmış duvarlar düz renk boya olup, mihrapta ve hünkar mahfilinde kısmen korunmuştur.
Harimin kıble duvarlarında mihrabın sağ ve sol tarafında ikişerden 4, mihrabın üstünde 5, doğu duvarında alt sırada 5, üst sırada yine 5 adet, batı duvarında da aynı şekilde altlı üstlü beşerden 10 pencere olmak üzere cami içinde toplam 29 pencere bulunmaktadır. Bu pencerelerden alt sırada bulunanlar dikdörtgen planlı, ahşap ve demir parmaklıklı, üst sıradakiler ise yanı özellikli olup korkuluksuzdur. Caminin mihrabı iki yandan iyonik başlıklı ve gövdeleri yivli duvar payeleriyle sınırlandırılmıştır. Minberi ahşaptan ve sade olup, yine ahşap olan vaaz kürsüsü üzerinde ise ahşap oyma ve işlemeler görülmektedir. Kadınlar mahfiline çıkış, caminin doğu kapısından girilince sağından açılan bir kapıdan sonra ahşap merdivenlerledir. Kadınlar mahfilinde de 5 pencere bulunmaktadır.
Caminin batısında bulunan ahşap hünkar mahfilinin girişi kıble tarafından yönünden olup iki katlıdır. İki kanatlı ahşap kapısından girilince 2 penceresi bulunan bir salon, solda 5 pencere ile aydınlık alan bir oda bulunmaktadır. Salondan ahşap döner merdivenlerle ikinci kata çıkılır. Merdiven boşluğunda 7 pencere vardır. İkinci katta iki oda bulunmakta olup biri 2 pencereli, diğeri hünkar odası ise 3 pencereli ve diğer odadan farklı bir dekora sahiptir. Hünkar mahfilinde alt ve üst katta ikişer pencere ile aydınlık alan iki adet mutfak vardır. Kesme taştan yapılmış olan minaresi tek şerefeli olup, külahının eteğini bir girland kuşağı dolanır. Minarenin kapısı avluya açılır.
Tevfikiye Camii’nin hünkar mahfili ile hünkar odasında bir dönem Cumhuriyet Halk Partisi Semt Ocağı ile Kızılay Şubesi yerleşmiş bulunmakta iki. Acı ama gerçek. Tevfikiye Camii’nin bulunduğu Arnavutköy geçmişten günümüze çok güzel çarşısı, mağazaları, dükkanları, kiliseleri, camisi, tepelerinde ve iç kısımlarında köşkleri sahilde yalıları, geçmişte meşhur olan çilek bahçelerindeki çileği, Rum, Ermeni ve Müslümanların ikamet ettiği İstanbul’un en mutena semtlerinden biridir. Sahilde semaya ser çeken minaresiyle Tevfikiye Camii ise semte ayrı bir güzellik vermektedir. Tevfikiye Camii ayrıca Arnavutköy Camii ve “Akıntı Burnu Camii” olarak da bilinmektedir. Caminin avlusunun kuzeyinde şadırvanı, yine avluda bir kuyusu ile sahil tarafında alt katta bir muvakkithanesi bulunmaktadır.